Sosyal yaşamın ayrılmaz parçalarından biri de,
hoş sohbetler eşliğinde yenilen yemeklerdir. Öğrencilik yıllarında en keyifli
sohbetlerin yapıldığı yerler genelde
ayak üstü atıştırmaların yapıldığı büfelerdir. Altın günlerinde sofraya
dizilen çeşit çeşit yemekler evin hanımlarının maharetlerini misafirlerine
göstermesinin etkili bir yolu olarak görülmüştür. İş hayatı ile birlikte ciddi
ve uzun soluklu konuların konuşulduğu, kimi zaman stresli kimi zaman neşeli
anların paylaşıldığı yemek masaları hayatlarımızda yerini bulur.
Önceki yazımızda değindiğimiz gibi açık havada
yapılan etkinliklerde yemek yemek vazgeçilmezlerimizden biri olur. Aslında
yemek yemek, sağlıklı bir yaşam için gerekli olan temel ihtiyaçlarımızın
başında geldiğinden, hayatın hemen her alanında farklı şekil ve formlarda
besinlerle sıklıkla karşılaşırız.
Beslenme kimileri için temel yaşamsal bir
ihtiyacın karşılanması, kimilerine göre de bir zevktir. Ancak bilimsel
araştırmalar yapıldıkça beslenmenin insan sağlığını etkileyen en önemli unsurlardan
biri, belki de en önemlisi olduğu ortaya çıkmıştır. Yıllar içinde beslenme ve
diyetetik biliminin oluşumu ile beraber besinler farklı tiplere ayrılmış ve
insan bedenine her bir besinin nasıl etkiler yaptığı detaylı olarak
araştırılmaya başlanmıştır.
Örneğin kırmızı et, şekerli tatlılar, yüksek
yağlı besinler ve rafine edilmiş ürünlerin tüketildiği batı tipi beslenme uzun
yıllar maddi durumu iyi olan insanların sağlıklı beslenme şekli olarak kabul
görmüştür. Oysa bugün bu beslenme tarzının başta kalp damar hastalıkları olmak
üzere pek çok sağlık sorununun temel etkeni olduğunu biliyoruz.
Ne yazık ki günümüzde dünya genelinde her 10
çocuk ve ergenden birinin obezite ya da fazla kilo sorunu yaşadığı tahmin
edilirken, 2007-2008 yılları arasında yapılan Amerikan Ulusal Sağlık ve
Beslenme Taraması Amerika’da yaşayan her 3 çocuk ve ergenden birinin fazla
kilolu ya da obez olduğunu gösteriyor.
En son California Loma Linda Universitesi, Halk
Sağlığı Okulu, Epidomiyoloji ve Biyoistatistik Bölümlerinin ortaklaşa yürüttüğü
bir araştırma, çocukluk ve ergenlik döneminde görülen fazla kilo ve obezite
sorununun tüketilen besin çeşitleri ile bağlantılı olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu örnek yalnız tüketilen miktarın değil, hangi
besin tiplerinin tüketilmekte olduğunun da kilo alımı ile doğrudan bağlantılı
olduğunu bizlere göstermektedir.
Araştırmaya göre sağlıklı beslenme ve egzersiz,
kilo kontrolünün temel direkleridir. Çalışmalar, televizyon karşısında
hareketsiz şekilde saatlerini geçiren ve bu sırada yağ ve şeker bakımından
zengin, kalsiyum bakımından fakir abur cuburlar tüketen, meyve tüketimi düşük
olan çocuk ve ergenlerin kilo sorunu ile daha çok karşılaştıklarını; buna
karşın sebze ağırlıklı beslenen, hareketlilikleri fazla olan çocukların daha
ince oldukları ve kilo sorunu yaşamadıklarını gösteriyor.
Lif oranı yüksek, yağ oranı düşük bitkisel
besinlerin dengeli şekilde tüketimi fazla kilo ve obezite sorununa karşı etkili
bir çözüm olabilir. Günlük beslenmede tüketilen yiyecek türleri Beden Kitle
İndeksi* ’nin normal kabul edilen sınırlar içinde kalmasını sağlayabilir.
Bu araştırmaya göre besinler 7 gruba ayrılabilir:
Kabuklu Yemişler (Fındık, ceviz, badem, fıstık,
fıstık ezmesi vs)
Kabuklu yemişler yağdan zengin oldukları halde
trans yağ ve doymuş yağ içerikleri düşük olduğundan tok tutucu bir özelliğe
sahipler ve kilo kontrolünde oldukça yardımcı etkileri var.
2000 yılında Perdue Üniversitesinde yapılan bir
çalışma yer fıstığının açlık hissini bastırdığını ve sonraki gıda alımını
azalttığını göstermektedir.
Tahıllar (Kahvaltılık gevrek, kraker, ekmek,
bisküvi, kek, krep, tost, waffle, makarna, noodle, müsli vs)
Meyveler (Elma, narenciye, muz ve diğer meyveler,
konserve meyveler, kuru üzüm, kurutulmuş meyve, portakal suyu, diğer meyve
suları vs)
Sebzeler (Sebze salatası, havuç, kereviz,
patates, yeşil fasulye, fasulye çeşitleri, pişmiş sebze vs)
Bu araştırma bitkisel ağırlıklı beslenmenin kilo
kontrolünde yararlı ve obeziteye karşı etkili olduğunu ortaya koymaktadır.
Tahıl, kabuklu yemişler ve sebze grubundaki besinlerin tüketilmesi obezite ve
fazla kilo alımına karşı koruyucu etki gösteriyor.
Araştırma sonuçları beslenme ile ihtiyaç kadar
tüketilen doğal bitkisel yağların, kilo alımı üzerinde anlamlı bir katkısı
olmadığını gösteriyor.
Süt ürünleri (Tam yağlı süt, tam yağlı çikolatalı
süt, tam yağlı süzme peynir, tam yağlı peynir çeşitleri, tam yağlı yoğurt,
puding, dondurma, dondurulmuş yoğurt, milkshake vs)
Araştırma, tam yağlı ve şeker içeren süt
ürünlerinin (Puding, dondurma, milkshake, vs) kilo alımına doğrudan neden
olarak obeziteye davetiye çıkardığını gösteriyor.
Etler (Yumurta, sosis, hamburger köftesi, biftek,
rozbif, kızarmış tavuk, tavuk, pastırma, jambon, balık vs)
Araştırmada et, balık, yumurta ve meyvelerin kilo
alımı üzerine anlamlı bir etkisi gözlenmemiş. Ancak lif ve proteinden zengin
olan besinlerin tüketilmesi acıkma hissinin daha az hissedilmesine yardımcı
olduğu belirtiliyor.
Besin öğesi düşük kalorisi yüksek gıdalar (Meyve
kokteyli, şekerli çörekler (donut vb.), cips, patates kızartması, kurabiye,
kek, turta vs)
Ayrıca bu grupların bazıları karıştırılarak yeni
gruplar da oluşturulabilir. Örneğin et ve tahıllar (taco, pizza, hamburger vs),
et ve sebze (çorba, güveç vs), Besin
öğesi düşük kalorisi yüksek gıdalar ve süt ürünleri (dondurma çubukları vs),
Besin öğesi düşük kalorisi yüksek gıdalar ve tahıl (dondurma külahı vs)
Konuya yönelik Washington Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nin yayınladığı bir araştırma, kalorisi düşük beslenmenin kilo
kontrolü ve sağlıklı zayıflama için oldukça önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
Buna göre sebze, meyve, fındık, süt ürünleri,
yumurta akı, buğday ve soya proteinleri ve yağsız et tüketilmelidir. Buna
karşın işlenmiş gıdalar, rafine karbonhidrat açısından zengin, şeker ve kısmen
hidrojenize yağlar tamamen beslenmeden çıkartılmalıdır.
Araştırmaların sonuçlarına göre belirtilen besin
gruplarından sağlıklı olanları tüketmeyi tercih etmeniz kilo kontrolü ve
sağlıklı beslenme açısından size yardımcı olacaktır.
_______________________________________________________________________
* Beden Kitle İndeksi (BKİ) : İngilizcesi Body
Mass Index (BMI) Vücut kitle indeksi (VKİ) olarak da bilinmekedir. En yaygın
kullanılan vücut ağırlığı değerlendirme ölçüsüdür. Vücut ağırlığının (kg) ve
boy uzunluğunun (metre) cinsinden karesine bölünmesiyle hesaplanır. Ölçüm
sonucu açısından 19'un altındaki kişiler
zayıf, 19- 25 arasındakiler normal, 25- 30 arasındakiler kilolu ve 30'un
üzerindeki kişiler şişman (obez) olarak kabul edilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder