28 Şubat 2012 Salı

Grip Sizden Korksun!



Kış mevsimini tüm gücüyle yaşadığımız bu günlerde, soğuk nedeni ile düşen vücut direncimizi dikkate alarak, gribe karşı önlemler almamız gerekiyor. Unutmamamız gereken en önemli nokta soğuğun değil soğuk nedeni ile düşen vücut direncimizin hastalanmamıza neden olduğudur. Önlemlerimizi buna göre alacağız. Yani öncelikle vücut direncimizi artırmamız gerekiyor.

Bunun için bağışıklık sistemimizi zayıflatan yiyecek ve içeceklerden uzak duracağız. Yani kızarmış yiyeceklerden, rafine edilmiş içeriklerden(un,tuz,şeker), şekerli ağır tatlılardan(baklava, kadayıf, ekmek tatlısı vb), işlenmiş gıdalardan(hazır yiyecekler, sosis, hazır köfte, konserve vb), isli yiyeceklerden(isli peynir, isli et) ve alkolden uzak duracağız.

Sigara, burun ve akciğerlerimizde bulunan ve oradaki virüslerin temizlenmesine ve solunum yollarından uzaklaştırılmasına yarayan tüylerde felç meydana getirerek bu virüslerin temizlenmesine ve solunum yollarından uzaklaştırılmasına engel olur. Sigara kullananların daha ağır ve daha sık gribe yakalandıklarını ve sigaranın bağışıklık sistemine büyük ölçüde zarar verdiğini biliyoruz. Bu nedenle sigaradan da mutlaka uzak duracağız. (Özturan O.)

Gribe karşı en önemli silahlarımızdan biri de temizlik. Antibakteriyel ürünlerin virüslere karşı etkisiz olduklarını unutmayalım, ellerimizi sık sık su ve sabunla yıkamaya özen gösterelim. Virüslerin ellerde uzun süre canlı kaldığını unutmayalım, el sıkışmaktan, öpüşmekten ve fiziksel temastan kaçınalım. Mutlaka el sıkışmamız gereken durumlar olursa kısa süre sonra mutlaka ellerimizi yıkayalım. Ellerimizi yıkamadan kesinlikle yiyecek ve içecek tüketmeyelim. Aynı virüsle tekrar tekrar temas etmemek için yıkanmamış ellerimizle gözlerimize ve ağzımıza dokunmamaya özen gösterelim.

Hava alanları, otobüs terminalleri, alışveriş merkezleri gibi insanların toplu halde bulunduğu kapalı ortamlarda uzun süre kalmamaya özen gösterelim. Kapalı mekanlardaki eğlence yerlerinden mümkün olduğu kadar uzak duralım. Hastalık oluşturan mikropların nemli ortamlarda ürediklerini unutmayalım ve sık sık yaşadığımız ortamı havalandıralım. Toplu taşıma araçlarında mutlaka belirli aralıklarla ortamın havalandırılması gerektiği konusunda araç şoförlerini ve yolcuları bilgilendirelim.

Günlük en az 7 saatlik uyku bağışıklık sistemimizi güçlendirerek bizi hastalıklara karşı koruyacaktır. Bunun için uyku düzenimize özen gösterelim. Stresin bağışıklık sisteminin düşmanı olduğunu unutmayalım ve mümkün olduğu kadar stresten uzak duralım.

Akşam yatmadan önce ve sabah evden çıkmadan 1 su bardağı suya 1 tatlı kaşığı adaçayı koyup 10 dakika kadar demleyip süzüp ılındıktan sonra gargara yaparak boğazımızı temizleyebiliriz. (Saraçoğlu A.)

Vitaminlerden ve liften zengin olan sulu meyveler vücut direncimizi artırarak bizi hastalıklardan korur. Taze mevsim sebze ve meyvelerini tüketerek bu dönemde ihtiyaç duyduğumuz vitaminleri yeterli miktarda almaya özen gösterelim. Özellikle bağışıklık sistemimizi güçlendirecek vitaminlerden zengin portakal, mandalina, limon, kivi, taze sıkılmış nar suyu, turp, sarmısak ve kuru soğan gibi sağlıklı besinleri tüketmeye özen gösterelim.

Kalsiyumun da bağışıklık sistemimiz için önemli olduğunu unutmayalım. Brokoli bu açıdan bize çok destek olacaktır. Ayrıca her gün 1 kase yoğurt tüketmemiz de bağışıklık sistemimizi destekler. Abur cubur ve şekerli besinler anlık enerji iniş çıkışlarına neden olurlar. Bu da bedenin hastalıklara karşı direnme gücünü düşürür. Bu nedenle bu tip yiyecek ve içeceklerden özellikle uzak duralım.

Sıvı tüketimine özen gösterelim. Günde yaklaşık 2 litre su başta olmak üzere, sıcak bitki çayları(ada çayı, ıhlamur, tarçın, zencefil), çorbalar, taze sıkılmış mevye suları vb. tüketelim.

Düzenli egzersizle vücudumuzdan zararlı toksinlerin atıldığını böylece bağışıklık sistemimizin de güçlendiğini unutmayalım. Doğaya çıkalım ve temiz hava alalım. Temiz ve taze havayı ciğerlerimize çekmek bağışıklık sistemimizi güçlendirmenin en kolay ve etkili yollarından biridir.

Grip kaynağının virüs olduğunu unutmayalım. Hastalandık diye hemen antibiyotik almaya kalkmayalım. Antibiyotiklerin virüsler üzerinde bir etkisinin bulunmadığını bilelim. Gereksiz ve yanlış antibiyotik kullanımının zararlarını öğrenelim. Bunun ileride yakalanacağımız bakteri kaynaklı bir hastalıkta iyileşme süremizi uzatacağını ve zorlaştıracağını unutmayalım.

Hastalık sürecinde olan sevdiklerimiz ve çevremizle bu dönem aramıza bilinçli mesafe koyalım. Hastalığın yayılmasına engel olalım.

Gribe yakalandıysak mutlaka aile hekimimize danışalım ve uzman bir doktor kontrolünde tedavimizi yaptıralım.
3) Taze mevsim sebze ve meyvelerini tüketerek bu dönemde ihtiyaç duyduğumuz vitaminleri yeterli miktarda almaya özen gösterelim. Abur cubur ve şekerli besinler anlık enerji iniş çıkışlarına neden olurlar. Bu da bedenin hastalıklara karşı direnme gücünü düşürür. Bu nedenle bu tip yiyecek ve içeceklerden özellikle uzak duralım.

4) Günlük en az 7 saatlik uyku bizi hastalıklara karşı koruyacaktır. Bunun için uyku düzenimize özen gösterelim.

5) Sıvı tüketimine özen gösterelim. (Su başta olmak üzere sıcak bitki çayları, çorbalar, taze sıkılmış mevye suları...)

6) Hastalık sürecinde olan sevdiklerimiz ve çevremizle bu dönem aramıza bilinçli mesafe koyalım. Hastalığın yayılmasına engel olalım.

Son olarak kalın giyinmeyi, başımızı ve boynumuzu soğuktan korumayı da unutmayalım; mart ayının da soğuk günlere gebe olduğunu hatırlatır, mutlu, sağlıklı, güzel bir ilkbahar dönemi dileriz!

Her zaman olduğu gibi,

Sağlıklı ve Kaliteli bir Yaşam dileklerimizle…

Medulla Vita

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder