Kış mevsimini tüm gücüyle yaşadığımız bu
günlerde, soğuk nedeni ile düşen vücut direncimizi dikkate alarak, gribe karşı
önlemler almamız gerekiyor. Unutmamamız gereken en önemli nokta soğuğun değil
soğuk nedeni ile düşen vücut direncimizin hastalanmamıza neden olduğudur.
Önlemlerimizi buna göre alacağız. Yani öncelikle vücut direncimizi artırmamız
gerekiyor.
Bunun için bağışıklık sistemimizi zayıflatan yiyecek ve
içeceklerden uzak duracağız. Yani kızarmış yiyeceklerden, rafine
edilmiş içeriklerden(un,tuz,şeker), şekerli ağır tatlılardan(baklava, kadayıf,
ekmek tatlısı vb), işlenmiş gıdalardan(hazır yiyecekler, sosis, hazır köfte,
konserve vb), isli yiyeceklerden(isli peynir, isli et) ve alkolden uzak
duracağız.
Sigara, burun ve akciğerlerimizde bulunan ve oradaki
virüslerin temizlenmesine ve solunum yollarından uzaklaştırılmasına yarayan
tüylerde felç meydana getirerek bu virüslerin temizlenmesine ve solunum
yollarından uzaklaştırılmasına engel olur. Sigara kullananların daha ağır ve
daha sık gribe yakalandıklarını ve sigaranın bağışıklık sistemine büyük ölçüde
zarar verdiğini biliyoruz. Bu nedenle sigaradan da mutlaka uzak duracağız.
(Özturan O.)
Gribe karşı en önemli silahlarımızdan biri de temizlik.
Antibakteriyel ürünlerin virüslere karşı etkisiz olduklarını unutmayalım,
ellerimizi sık sık su ve sabunla yıkamaya özen gösterelim. Virüslerin ellerde
uzun süre canlı kaldığını unutmayalım, el sıkışmaktan, öpüşmekten ve fiziksel
temastan kaçınalım. Mutlaka el sıkışmamız gereken durumlar olursa kısa süre
sonra mutlaka ellerimizi yıkayalım. Ellerimizi yıkamadan kesinlikle yiyecek ve
içecek tüketmeyelim. Aynı virüsle tekrar tekrar temas etmemek için yıkanmamış
ellerimizle gözlerimize ve ağzımıza dokunmamaya özen gösterelim.
Hava alanları, otobüs terminalleri, alışveriş merkezleri gibi
insanların toplu halde bulunduğu kapalı ortamlarda uzun süre kalmamaya özen
gösterelim. Kapalı mekanlardaki eğlence yerlerinden mümkün olduğu kadar uzak
duralım. Hastalık oluşturan mikropların nemli ortamlarda ürediklerini
unutmayalım ve sık sık yaşadığımız ortamı havalandıralım. Toplu taşıma
araçlarında mutlaka belirli aralıklarla ortamın havalandırılması gerektiği
konusunda araç şoförlerini ve yolcuları bilgilendirelim.
Günlük en az 7 saatlik uyku bağışıklık sistemimizi
güçlendirerek bizi hastalıklara karşı koruyacaktır. Bunun için uyku düzenimize
özen gösterelim. Stresin bağışıklık sisteminin düşmanı olduğunu unutmayalım ve
mümkün olduğu kadar stresten uzak duralım.
Akşam yatmadan önce ve sabah evden çıkmadan 1 su bardağı suya
1 tatlı kaşığı adaçayı koyup 10 dakika kadar demleyip süzüp ılındıktan sonra
gargara yaparak boğazımızı temizleyebiliriz. (Saraçoğlu A.)
Vitaminlerden ve liften zengin olan sulu meyveler vücut
direncimizi artırarak bizi hastalıklardan korur. Taze mevsim sebze ve
meyvelerini tüketerek bu dönemde ihtiyaç duyduğumuz vitaminleri yeterli
miktarda almaya özen gösterelim. Özellikle bağışıklık sistemimizi güçlendirecek
vitaminlerden zengin portakal, mandalina, limon, kivi, taze sıkılmış nar suyu,
turp, sarmısak ve kuru soğan gibi sağlıklı besinleri tüketmeye özen gösterelim.
Kalsiyumun da bağışıklık sistemimiz için önemli olduğunu
unutmayalım. Brokoli bu açıdan bize çok destek olacaktır. Ayrıca her gün 1 kase
yoğurt tüketmemiz de bağışıklık sistemimizi destekler. Abur cubur ve şekerli
besinler anlık enerji iniş çıkışlarına neden olurlar. Bu da bedenin
hastalıklara karşı direnme gücünü düşürür. Bu nedenle bu tip yiyecek ve
içeceklerden özellikle uzak duralım.
Sıvı tüketimine özen gösterelim. Günde yaklaşık 2 litre su
başta olmak üzere, sıcak bitki çayları(ada çayı, ıhlamur, tarçın, zencefil),
çorbalar, taze sıkılmış mevye suları vb. tüketelim.
Düzenli egzersizle vücudumuzdan zararlı toksinlerin atıldığını
böylece bağışıklık sistemimizin de güçlendiğini unutmayalım. Doğaya çıkalım ve temiz hava alalım. Temiz ve taze havayı ciğerlerimize çekmek bağışıklık sistemimizi güçlendirmenin en kolay ve etkili yollarından biridir.
Grip kaynağının virüs olduğunu unutmayalım. Hastalandık diye
hemen antibiyotik almaya kalkmayalım. Antibiyotiklerin virüsler üzerinde bir
etkisinin bulunmadığını bilelim. Gereksiz ve yanlış antibiyotik kullanımının
zararlarını öğrenelim. Bunun ileride yakalanacağımız bakteri kaynaklı bir
hastalıkta iyileşme süremizi uzatacağını ve zorlaştıracağını unutmayalım.
Hastalık sürecinde olan sevdiklerimiz ve çevremizle bu dönem
aramıza bilinçli mesafe koyalım. Hastalığın yayılmasına engel olalım.
Gribe yakalandıysak mutlaka aile hekimimize danışalım ve
uzman bir doktor kontrolünde tedavimizi yaptıralım.
Son olarak kalın giyinmeyi, başımızı ve boynumuzu soğuktan
korumayı da unutmayalım; mart ayının da soğuk günlere gebe olduğunu hatırlatır,
mutlu, sağlıklı, güzel bir ilkbahar dönemi dileriz!
Her zaman olduğu gibi,
Sağlıklı ve
Kaliteli bir Yaşam dileklerimizle…
Medulla Vita
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder