Yıllardır sürüp giden bir tartışma vardır. Kilo
vermek için diyet mi yapmalı yoksa egzersiz mi? Aslında bu baştan hatalı bir
yaklaşım, çünkü bu soru cümlesi, diyet kavramını sadece kilo vermek için uygulanacak
geçici bir beslenme şekli olarak ifade ediyor. Egzersizi ise bu geçici beslenme
şeklinin yerine geçebilecek kilo vermek için belli bir zaman süresince yapılıp
bırakılacak bir uygulama olarak ifade ediyor.
Oysa esasen diyet sağlık durumumuza göre uymamız
gereken genel beslenme kurallarını içeren bir yaşam şeklidir. Belirli bir
süresi yoktur, sağlık durumumuzda bir değişiklik olmadığı sürece kendimiz için
uygun olan sağlıklı beslenme şeklini(diyeti) ömür boyu sürdürebiliriz.
Ama ne yazık ki diyet kavramı hep magazin
dergilerinde ya da gazete eklerinde çıkan 3 gün şunu yapın 7 gün bunu yapın şu
kadar kilo verin başlıklı zaman sınırlı mucize reçeteleri ile karıştırılıyor.
Oysa onlar kimilerine geçici kilo kayıpları yaşatırken bırakıldıkları andan
itibaren verilenleri fazlası ile geri aldırmaları ile ünlü reçeteler sadece...
Egzersiz ise ne 6 ay için satın alınan 3 hafta
gittikten sonra bir daha kapısından içeri adım atılmayan bir spor merkezi
üyeliği ne de 10 günde şu kadar incelme sağlayacağı
iddiasında olan sınırlı süreli bir uygulamadır. Egzersiz ömür boyu süren, bedenin
bütün kas gruplarını ve eklemleri yeterli miktarda çalıştıran ve sağlıklı,
esnek ve güçlü bir beden yapısını koruyan doğal bir süreç günlük yaşamın
ayrılmaz bir parçasıdır.
Chicago Illinois Üniversitesi bu konu ile ilgili
bir araştırma yapıyor. Bu araştırmada kalorisi düşük beslenme ile egzersizin
kolesterol seviyeleri üzerinde nasıl etkiler gösterdiği ayrı ayrı inceleniyor.
12 haftalık bir sürede katılımcılarda %5 oranında
kilo kaybına ulaşıldıktan sonra çeşitli kan testleri ile sağlık durumu
değerlendirilmesi yapılıyor.
Toplam Kolesterol seviyesini oluşturan iki yağ(lipid)
vardır. Bunlar LDL ve HDL olarak bilinir. Lipidlerin kötü huylu olanına LDL
sağlık için yararlı olan ve iyi huylu olarak bilinenine ise HDL deniyor.
Obezitede damar içi duvarını daraltan LDL seviyelerinin yüksek olduğu görülüyor.
Bu da kalp damar hastalıklarının en önemli nedenlerinden biri maalesef.
Yapılan testlere göre kalorisi sınırlandırılmış
beslenme düzenine uyanlarda (Besinlerin %30'u yağlardan, %15'i kcal proteinden,
%55'i kcal karbonhidratlardan oluşan beslenme şekli) LDL azalıyor. Egzersiz
yapanlarda ise HDL artıyor.(Varady,2011)
Bu durumda egzersiz mi diyet mi sorusu yazımızın
başında da belirttiğimiz gibi anlamını yitiriyor. Her ikisinin de sağlığımız
üzerine ayrı ayrı çok yararlı etkileri var. Gerçek anlamda sağlıklı olabilmek
için her ikisini birlikte sürdürmek şart!
Egzersiz ve sağlıklı beslenme günlük yaşamımızın
değişmez parçaları haline geldiği andan itibaren sağlıklı bir yaşamdan söz
etmeye başlayabiliriz.
Medulla Vita
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder